Orange juice in glass , fresh fruits on wooden background

Yapılan kapsamlı araştırmalar, dünya genelinde her 8 kadından 1’inin yaşamı boyunca meme
kanserine yakalandığını ortaya koyuyor. Meme kanseri gelişiminde “östrojen” hormonu çok
önemli bir etken olsa da yaşam tarzı ve beslenme alışkanlıklarının da hastalığın gelişiminde
etkili olduğu biliniyor.
Tüm kanserlerin oluşumunda çevresel faktörlerin yaklaşık yüzde 80 oranında rol oynadığını
belirten Medline Adana Hastanesi’nden Klinik Diyetisyen Duygu Özbay, bu faktörlerden
birinin de beslenme olduğunu vurguluyor. Özbay, “Meme kanserinden korunmak için vücut
yağ oranını dengede tutmak ve sağlıklı beslenmeyi yaşam tarzı haline getirmek büyük önem
taşıyor. Meme kanserine karşı koruyucu etkisi bulunan besinlere sofralarımızda daha fazla
yer vermekte fayda var” diyerek önerilerde bulundu.
C vitamini güçlü antioksidan kaynağı
Vitaminler, vücudun hastalıklara karşı direncini artırmada büyük rol oynuyor. Güçlü
antioksidan etkisiyle bilinen C vitamini eksikliğinin, kanser oluşumu ile ilişkili olabileceği
düşünülüyor. Bu nedenle portakal, mandalina, kivi gibi meyvelerin yanı sıra maydanoz, turp
ve yeşil biber gibi C vitamini açısından zengin sebzelerin sofralarda düzenli olarak yer alması
önem kazanıyor. Ayrıca, çiğ olarak tüketilen domates, içerdiği likopen sayesinde kansere
karşı koruyucu etki gösteren önemli bir besin kaynağı olarak öne çıkıyor.
Kilo kontrolünde kurubaklagiller başrolde
Meme kanserinden korunmada ideal vücut ağırlığını korumak önemli bir yere sahip.
Mercimek, barbunya, kuru fasulye ve nohut gibi kurubaklagiller, yüksek posa içerikleri
sayesinde kan şekerini dengelemeye yardımcı oluyorlar. Aynı zamanda tokluk süresini uzatıp
kilo kontrolünü desteklediklerinden, sağlıklı beslenme düzeninin vazgeçilmez bir
parçasıdırlar.
Yağlı balıklara sofrada yer açın
Sardalya, somon, uskumru, palamut ve lüfer gibi yağlı balıklar, yüksek Omega-3 yağ asidi
içerikleri sayesinde meme kanserine karşı koruyucu etki gösteren besinler arasında yer
alıyor. Bu nedenle balığı, ızgara veya buğulama gibi sağlıklı pişirme yöntemleriyle
hazırlayarak haftada 2-3 kez tüketmek, koruyucu beslenme alışkanlıkları açısından öne
çıkıyor.
Zeytinyağı içerdiği E vitaminiyle koruyor
Zeytinyağı, oldukça zengin E vitamini içeriği sayesinde hem kanser oluşumunu engellemeye
yardımcı oluyor hem de bağışıklık sistemini güçlendiriyor. Bu nedenle yemeklerde kullanılan
yağ tercihinde, kilo kontrolünü gözeterek aşırıya kaçmamak kaydıyla zeytinyağı kullanmak
büyük önem taşıyor.
Sarımsağı çiğ tüketmek önemli
Araştırmalar, sarımsağın bağışıklığı güçlendirici ve kanserden koruyucu özelliklere sahip

olduğunu gösteriyor. Bu olumlu etki, sarımsakta bulunan “allisin” adlı bileşenden
kaynaklanıyor. Sarımsağın bu özelliğinden maksimum derecede yararlanmanın yolu ise onu
ezerek çiğ olarak tüketmekten geçiyor.